Çene Eklem Ağrıları
Ana sayfa » Blog » Çene Cerrahisi Cat » Çene Eklem Ağrıları
her yöne hareket eden yapısı nedeniyle vücuttaki diğer eklemlerden farklı fonksiyonel özelliklere sahiptir. Çene eklemi, alt çene kemiği (mandibula) ile kafatası kemiği arasında yer alır.
Bu eklem sayesinde ağız açıp kapama fonksiyonu sağlanmaktadır. Çene eklemi; kafa kaidesi kemikleri, alt çene kemiği (mandibula), eklem diski ve bağlardan (ligament) oluşmaktadır.
Kapalı çene eklem ameliyatı
Çene eklemindeki (temporomandibular eklem – TMJ) sorunları tedavi etmek için yapılan minimal invaziv cerrahi bir işlemdir. Bu teknik, açık cerrahiye kıyasla daha az doku hasarı, daha kısa iyileşme süresi ve daha az komplikasyon riski sunar.
Bu ameliyat genellikle aşağıdaki durumların tedavisinde uygulanır:
- Çene ekleminde ağrı ve hareket kısıtlılığı
- Eklemde sıvı birikmesi (efüzyon)
- Çene kilitlenmesi veya tıklama sesleri
- Eklem disk yer değiştirmesi
- Çene eklemi artriti
Kapalı Çene Eklem Ameliyatı Nasıl Yapılır?
Kapalı yöntemle yapılan çene eklem cerrahisi, genellikle artroskopi tekniği kullanılır. Artroskopik çene cerrahisinde, ekleme küçük bir kamera (artroskop) yerleştirilir ve bu kamera sayesinde cerrah, eklem içini doğrudan görüntüleyerek işlem yapar. Küçük cerrahi aletler yardımıyla eklem yıkanabilir, iltihaplı dokular temizlenebilir veya disk konumlandırması düzeltilebilir.
Avantajları Nelerdir?
- Daha küçük kesiler ile yapıldığı için iyileşme süresi daha hızlıdır.
- Açık cerrahiye göre daha az ağrı ve şişlik oluşur.
- Hastanede kalış süresi daha kısadır ve çoğu hasta aynı gün taburcu olabilir.
- Komplikasyon riski daha düşüktür.
Çene eklemi ameliyatı
Çene eklemi ameliyatı, çene ekleminde (TMJ) meydana gelen ağrı, hareket kısıtlılığı, kilitlenme veya yapısal bozuklukları tedavi etmek için yapılan cerrahi bir işlemdir. Kapalı (artroskopik) veya açık cerrahi yöntemlerle uygulanabilir. Kapalı yöntem daha az invaziv olup iyileşme süresi daha kısadır, açık cerrahi ise daha ciddi vakalar için tercih edilir. Ameliyatın amacı, eklem fonksiyonunu düzeltmek, ağrıyı azaltmak ve hastanın yaşam kalitesini artırmaktır.

Temporomandibular eklem ameliyatı
Temporomandibular Eklem (TMJ) Ameliyatı Nedir?
Temporomandibular eklem ameliyatı, çene ekleminde meydana gelen ağrı, hareket kısıtlılığı, kilitlenme veya yapısal bozuklukları tedavi etmek amacıyla yapılan cerrahi bir işlemdir. TMJ bozuklukları, eklem disk kaymaları, kireçlenme (osteoartrit), eklem iltihabı veya travmaya bağlı hasarlar nedeniyle ortaya çıkabilir.
TMJ Ameliyatı Türleri:
- Artrosentez (Eklem Yıkama): Minimal invaziv bir yöntemdir. Eklem içine sıvı verilerek inflamasyon azaltılır ve eklem hareketi iyileştirilir.
- Artroskopik Cerrahi: Küçük bir kamera (artroskop) yardımıyla eklem içi görüntülenir ve gerekli müdahaleler yapılır. Daha az invaziv olup iyileşme süresi kısadır.
- Açık Cerrahi: Eklemde ciddi yapısal bozukluklar varsa tercih edilir.
Disk tamiri, eklem protezi veya eklem rekonstrüksiyonu gibi işlemler içerebilir.
Ameliyat Sonrası Süreç
- İyileşme süresi yapılan ameliyat türüne göre değişir.
- Hastalar genellikle hafif bir diyet ve fizik tedavi ile desteklenir.
- Şişlik ve ağrıyı azaltmak için soğuk kompres uygulanabilir.
Temporomandibular eklem ameliyatı, diğer tedavilere yanıt vermeyen ileri vakalarda uygulanır. Ameliyat kararı, bir çene cerrahı veya çene eklem hastalıkları uzmanı tarafından detaylı muayene sonrasında verilmelidir.

Çene ekleminde ağrı neden olur?
Çene ekleminde ağrının birçok farklı nedeni olabilir:
- Temporomandibular Eklem Bozuklukları (TMEB): Temporomandibular eklem (çene eklemi), çene hareketlerini kontrol eder. Bu eklemdeki bozukluklar ağrıya, çene hareketlerinde kısıtlılığa ve hatta çene kilitlenmesine yol açabilir.
- Diş Sıkma veya Gıcırdatma (Bruksizm): Gece veya gündüz dişleri sıkma ya da gıcırdatma, çene ekleminde aşırı baskı ve gerilime neden olabilir, bu da ağrıya yol açar.
- Artrit: Çene eklemi, artrit gibi iltihaplı eklem hastalıklarından da etkilenebilir, bu durum ağrı ve hareket kısıtlılığına neden olabilir.
- Yaralanmalar ve Travmalar: Çene bölgesine alınan darbeler veya yaralanmalar çene ekleminde ağrıya sebep olabilir.
- Diş Problemleri: Çürükler, abseler veya yanlış hizalanmış dişler gibi diş problemleri, çene ekleminde ağrıya neden olabilir.
- Stres: Stres, kas gerginliğini artırabilir ve bu da çene ekleminde ağrıya yol açabilir.
- Hatalı Çiğneme Alışkanlıkları: Tek taraflı ya da dengesiz çiğneme alışkanlıkları çene ekleminde aşırı yüklenmeye ve ağrıya neden olabilir.
Çene eklemindeki ağrının nedenini belirlemek ve uygun tedavi yöntemini seçmek için bir sağlık profesyoneline danışmak önemlidir. Bu ağrılar genellikle birden fazla faktörün bir araya gelmesiyle ortaya çıkar ve tedavi, altta yatan nedenlere göre şekillendirilir.
Çene eklemi fonksiyonel özelliklerinden dolayı oldukça fazla öneme sahiptir. Kabaca ağız açıp kapama olarak ifade edilen bu fonksiyonel özellik beslenme, konuşma ve mimikleri yansıtma gibi konuları içermektedir. Genel bir araştırma yapılacak olsa toplumun önemli kesiminde çene eklemi bozuklukları ile karşılaşabiliriz. Ancak, bu bozukluklar kişiye ağrı, ağız açıp-kapamada zorluk gibi şikayetler oluşturduğunda hastalık olarak kabul etmek gerekir ve tedavi sürecinin başlamasını gerektirir.
Nedenleri ;
Çene eklemi rahatsızlıklarının en önde gelen nedeni travmadır. Travma grubu içerisinde direkt gelen darbeler, zorlu diş çekimleri (özellikle 20 yaş dişi çekimleri), uyumsuz protez kullanımı ve yanlış tedavi edilmiş çene kırıklarını sayabiliriz.
Travma dışında ailevi yatkınlık, stres, uykuda veya uyanıkken diş sıkma ve diş gıcırdatma, tümörler ve romatoid artriti sayabiliriz.
Belirtiler (Semptomlar) ;
Çene eklemi rahatsızlığının ilk görülen belirtisi ağız açma-kapama fonksiyonu esnasında ve yemek yerken fark edilen eklemden gelen seslerdir. Çoğunlukla bu seslere (klik) ağrı eşlik etmez. Ancak bu seslere yemek yerken oluşan ağrı, ağrı nedeniyle uykudan uyanma, uyku esnasında diş sıkma ve gıcırdatma, özellikle uykudan uyanıldığında ağız açıklığında kısıtlılık ve hatta hiç açamama gibi belirtilerin eklenmesi tedavi sürecinin gecikmeden başlanması gerektiğini gösterir.
Bu şikayetlerle doktora başvuran bir hastanın öncelikle ayrıntılı şekilde muayene edilmesi gerekmektedir. Muayene sonrasında radyolojik tetkiklerle (özellikle MR İnceleme) eklemin ve eklem diskinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Tüm bulguları bir araya getirdikten sonra tedavi için en uygun yöntem seçilebilmektedir.
Tedavi ;
Çene eklemi rahatsızlıklarının tedavisi Plastik cerrahi, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon ve Çene-Yüz protez uzmanından oluşan bir ekip tarafından yapılmalıdır. Diş sıkma ve diş gıcırdatma gibi durumlarda çiğneme kasları üzerine çok fazla yük binmektedir. Bu durumun neticesinde çok şiddetli ağrılar oluşmaktadır. Tedavinin ilk adımı bu durumu ortadan kaldıracak veya azaltacak ilaç tedavisine başlamak olmalıdır. Eş zamanlı olarak çene eklemine yönelik fizyoterapi seansları ile hem eklemi rahatlatmak ve hem de çene eklemini sağlıklı kullanmayı öğrenmek gereklidir. Özellikle uykuda diş sıkma ve diş gıcırdatma durumu mevcutsa Çene-Yüz protez uzmanı tarafından hazırlanacak gece splintlerinin (ısırma plağı) kullanılması da oldukça önemlidir.
Bu kombine tedavi uygulamalarından hastaların % 80-85’i fayda görür. Geri kalan % 15-20’lik kısım içinse cerrahi tedavi gerekmektedir. Cerrahi tedavi için birden fazla seçenek vardır. Bu seçenekler, özellikle eklem diski ve bağların durumuna göre belirlenmektedir.
Çene eklemi rahatsızlıklarının cerrahi tedavisi genel anestezi altında donanımlı bir hastanede gerçekleştirilmelidir. Kulak önünden yapılan bir kesi ile veya ameliyat izini gizleyecek şekilde kulak kıvrımlarına uyacak şekilde yapılan bir kesiyle eklem bölgesine ulaşılır ve patolojik oluşumlar anatomik ve fizyolojik olarak onarılır. Ameliyat sonrası dönemde fizyoterapi seanslarına uyumlu bir şekilde devam etmek cerrahinin başarısını artıracaktır.
Çocuk ve Ergenlerde TME Sorunları
TME sorunları sadece yetişkinleri etkilemez; çocuklarda ve ergenlerde de görülebilir ve bu yaş grubunda farklı özellikler gösterebilir.
- Farklı Etiyoloji ve Belirtiler: Çocuklarda TME sorunları sıklıkla düşme veya spor kazaları gibi travmalar, doğumsal çene anomalileri (örn. alt çene geriliği), parmak emme gibi parafonksiyonel alışkanlıklar veya erken dönem ortodontik problemlerle ilişkilidir. Belirtiler yetişkinlerdeki kadar net olmayabilir; çocuklar ağrıyı “kulak ağrısı” veya “baş ağrısı” olarak tanımlayabilir veya yemek seçme, belirli yiyecekleri yemekten kaçınma gibi davranışlar sergileyebilirler.
- Ebeveynler İçin Rehber: Ebeveynlerin, çocuklarında açıklanamayan baş ve kulak ağrıları, çiğneme sırasında zorlanma, ağzı açarken çeneden ses gelmesi veya çenede takılma gibi belirtilere karşı dikkatli olmaları gerekir. Erken teşhis, büyüme ve gelişim potansiyelinden faydalanılarak daha basit ve etkili tedavilerin (örn. fonksiyonel ortodontik apareyler) uygulanmasına olanak tanır. Tedavi edilmeyen durumlar, ileriki yaşlarda daha karmaşık ve cerrahi müdahale gerektiren sorunlara yol açabilir. Çocuklarda TME sorunlarının teşhis ve tedavisi için pedodonti (çocuk diş hekimliği) ve ortodonti uzmanlarının iş birliği önemlidir.
TME ve Uyku: Bruksizm ve Uyku Apnesi İlişkisi
Gece diş sıkma (bruksizm), genellikle stresle ilişkilendirilse de, altta yatan bir uyku bozukluğunun, özellikle de obstrüktif uyku apnesinin bir belirtisi olabilir.
- İki Yönlü İlişki: Obstrüktif uyku apnesi, uyku sırasında üst solunum yollarının tıkanmasıyla karakterize bir durumdur. Vücut, hava yolunu açmak için bir refleks olarak çene kaslarını kasar ve dişleri sıkarak çeneyi öne doğru itmeye çalışır. Bu durum, gece boyunca tekrarlanan yoğun bruksizm ataklarına yol açabilir. Dolayısıyla, tedaviye dirençli şiddetli bruksizmi olan bir hastada, altta yatan bir uyku apnesi olasılığı mutlaka araştırılmalıdır. Özellikle alt çenenin yapısal olarak geride olduğu bireylerde bu risk daha yüksektir.
- Teşhis ve Tedavi Sinerjisi: Uyku apnesi şüphesi olan hastalarda polisomnografi (uyku testi) yapılması gerekebilir. Uyku apnesi teşhisi konulursa, tedavide kullanılan ve alt çeneyi hafifçe öne alarak hava yolunu açık tutan özel ağız içi apareyler (mandibular ilerletme apareyleri), aynı zamanda TME üzerindeki baskıyı azaltarak eklem semptomlarını da iyileştirebilir. Bu, hem horlama/apne hem de çene ağrısı şikayeti olan hastalar için entegre bir çözüm sunar.
TME ve Tinnitus (Kulak Çınlaması) Arasındaki Gizli Bağlantı
Birçok TMB hastası, çene ağrısına ek olarak kulak çınlaması (tinnitus), kulakta dolgunluk hissi veya baş dönmesi gibi otolojik semptomlar da yaşar. Bu durum tesadüfi değildir ve altında yatan anatomik ve nörolojik bağlantılar vardır.
- Mekanizma: Temporomandibular eklem, orta ve iç kulak yapılarına anatomik olarak çok yakındır. Çiğneme kaslarını ve kulak yapılarını innerve eden sinirler (özellikle trigeminal sinir) ve bu yapılar arasındaki bağlar (ligamentler) ortaktır. TME’deki bir disfonksiyon, bu ortak yapılar üzerinden kulak mekaniğini etkileyebilir. Öne sürülen teorilerden bazıları şunlardır:
- Çiğneme kaslarındaki aşırı aktivite, orta kulaktaki tensör timpani kasında refleks bir kasılmaya yol açarak kulak içi basıncı ve ses algısını değiştirebilir.
- Eklemdeki inflamasyon veya mekanik bozukluk, Östaki borusunun fonksiyonunu etkileyerek kulakta basınç hissine ve çınlamaya neden olabilir.
- TME’den gelen ağrı sinyalleri, beyin sapındaki işitme yolları ile kesişerek veya etkileşime girerek “hayali” bir ses olan tinnitusu tetikleyebilir.
- Ayırıcı Tanı ve Tedavi: Her tinnitus vakası TME kaynaklı değildir. Ancak, hastanın çenesini hareket ettirmesiyle (çiğneme, esneme, diş sıkma) çınlamanın şiddetinde veya perdesinde bir değişiklik olması, TME bağlantısı için güçlü bir ipucudur. Bu tür “somatosensoriyel tinnitus” vakalarında, TME’ye yönelik tedaviler (splint, fizik tedavi, enjeksiyonlar) uygulandığında tinnitus semptomlarında da belirgin bir iyileşme görülebilmektedir.
Postürün Rolü: Boyun, Omuz ve Çene Eklemi Bütünlüğü
Vücut bir bütün olarak çalışır ve çene eklemi bu bütünün bir parçasıdır. Özellikle baş ve boyun duruşu (postür), TME sağlığı üzerinde doğrudan bir etkiye sahiptir.
- Biyomekanik İlişki: Günümüz yaşam tarzının bir sonucu olan ve “mesaj boynu” (text neck) olarak da bilinen başın sürekli öne eğik durduğu postür, boyun omurlarına ve kaslarına anormal bir yük bindirir. Vücut bu duruşu dengelemek için bir zincir reaksiyonu başlatır; boyun kasları kasılır, bu kasılma çiğneme kaslarına (masseter, temporal, pterygoid) yansır ve alt çenenin pozisyonunu değiştirir. Bu durum, zamanla TME üzerinde kronik bir strese ve ağrıya yol açar.
- Pratik Öneriler: Hastalara sadece “duruşunuza dikkat edin” gibi genel bir tavsiye vermek yerine, somut ve uygulanabilir öneriler sunulmalıdır:
- Ergonomi: Bilgisayar ekranının göz hizasında olması, ofis koltuğunun bel ve sırtı desteklemesi gibi ergonomik düzenlemeler yapılmalıdır.
- Uyku Pozisyonu: Yüzüstü uyumaktan kaçınılmalı, sırt üstü veya yan yatış pozisyonları tercih edilmelidir. Boyun boşluğunu destekleyen ortopedik bir yastık kullanılmalıdır.
- Duruş Düzeltme Egzersizleri: Boyun ve omuz kaslarını güçlendiren ve esneten, bir fizyoterapist tarafından öğretilecek spesifik egzersizler düzenli olarak yapılmalıdır.
Sıkça Sorulan Sorular
Bu, çok dikkatli olunması gereken önemli bir sorudur. TME bozuklukları tek taraflı ağrı yapabilse de, özellikle sol çeneye, omuza veya kola yayılan ve göğüste baskı, sıkışma, nefes darlığı, soğuk terleme veya mide bulantısı gibi belirtilerin eşlik ettiği ağrılar, bir kalp krizinin belirtisi (yansıyan ağrı) olabilir. TME ağrısı genellikle hayati tehlike oluşturmazken, kalp krizi acil tıbbi müdahale gerektirir. Bu nedenle, çene ağrınıza bu tür belirtiler eşlik ediyorsa, riske girmemeli ve derhal en yakın acil servise başvurmalı veya 112’yi aramalısınız.
Kulak çınlamasının birçok nedeni olabilir, ancak çene ekleminizden kaynaklanıp kaynaklanmadığına dair bazı önemli ipuçları vardır. Eğer çenenizi hareket ettirdiğinizde (ağzınızı açıp kapadığınızda, esnediğinizde, yemek yediğinizde) veya dişlerinizi kuvvetlice sıktığınızda çınlamanın şiddetinde, tonunda veya karakterinde bir değişiklik fark ediyorsanız, bu durum “somatosensoriyel tinnitus” olarak adlandırılır ve TME ile ilişkili olma ihtimali yüksektir. Kesin teşhis için bir Kulak Burun Boğaz (KBB) uzmanı ve TME konusunda deneyimli bir diş hekiminin sizi birlikte değerlendirmesi en doğru yaklaşım olacaktır.
Evet, boyun ve çene ağrısı arasında çok güçlü bir biyomekanik ve nörolojik ilişki vardır. Baş, boyun ve çene kasları birbiriyle koordineli bir şekilde çalışır. Kötü duruş (postür) veya boyun omurlarındaki bir sorun, boyun kaslarında gerginliğe neden olabilir ve bu gerginlik doğrudan çiğneme kaslarına yansıyarak TMB semptomlarını tetikleyebilir. Benzer şekilde, bir TMB sorunu da boyun kaslarında ikincil ağrılara yol açabilir. Bu nedenle, tedavide genellikle her iki bölgenin de birlikte değerlendirilmesi ve ele alınması gerekir.
Yoğun fiziksel efor sırasında dişleri sıkmak oldukça yaygın bir reflekstir ve bu durum çene ekleminize normal çiğneme kuvvetinin çok üzerinde bir yük bindirebilir. Çenenizi korumak için, özellikle ağırlık antrenmanları gibi yüksek efor gerektiren sporlar yaparken, diş hekiminizin sizin için hazırlayacağı kişiye özel bir “sporcu ağız koruyucusu” (mouthguard) kullanmayı düşünebilirsiniz. Ayrıca, egzersiz sırasında bilinçli olarak çene pozisyonunuza odaklanmaya çalışın; ideal pozisyon dudakların kapalı, ancak dişlerin birbirine değmediği, hafif aralık olduğu pozisyondur.
Kesinlikle evet. Tükettiğiniz gıdaların sertliği ve çiğnenme süresi, çene ekleminize binen yükü doğrudan etkiler. Ağrılı dönemlerde ekleminizi dinlendirmek için özellikle sert (fındık, fıstık, sert şekerler, havuç), yapışkan (lokum, karamela) ve uzun süre çiğneme gerektiren (sakız, biftek, kabuklu ekmek) gıdalardan kaçınmalısınız. Bunun yerine çorba, püre, yoğurt, smoothie gibi yumuşak ve besleyici bir diyet benimsemek, semptomlarınızın hafiflemesine önemli ölçüde yardımcı olacaktır.
Bu durum, tipik olarak gece uykusu sırasında farkında olmadan dişlerinizi sıktığınızın veya gıcırdattığınızın (noktürnal bruksizm) en belirgin işaretlerinden biridir. Gece boyunca çiğneme kaslarınızın ve çene ekleminizin aşırı ve kontrolsüz bir şekilde çalışması, sabahları kaslarda yorgunluk, eklemde ağrı ve sertlik hissiyle uyanmanıza neden olur. Gün içinde çenenizi daha kontrollü kullandığınız için bu semptomlar genellikle hafifler veya geçer.
Evet, çene eklemi ameliyatı kesinlikle en son çare olarak kabul edilir ve TMB hastalarının çok küçük bir yüzdesi (yaklaşık %5) için gereklidir. Cerrahi müdahale kararı, ancak tüm konservatif ve minimal invaziv tedavi yöntemleri (en az 3-6 ay süreyle) denendiği halde hastanın şiddetli ağrı ve fonksiyon kaybı devam ediyorsa düşünülür. Ameliyatın kaçınılmaz hale geldiği spesifik durumlar arasında; eklemin kilitlenmesi ve açılamaması (kapalı kilitlenme), eklemde ileri derecede kireçlenme (dejeneratif artrit), eklemin kemikleşerek hareketini tamamen kaybetmesi (ankiloz) veya eklemde bir tümör varlığı gibi yapısal ve ciddi patolojiler bulunur.
Çene eklemi ağrısı şikayetiniz için başvurmanız gereken ilk uzman, bu konuda özel eğitim almış ve deneyimli bir diş hekimi veya Ağız, Diş ve Çene Cerrahı olmalıdır. Çünkü doğru teşhisin konulması (dişsel, kassal veya eklem içi sorunların ayırt edilmesi) ve gece plağı gibi apareylerin planlanması onların uzmanlık alanıdır. Teşhis konulduktan sonra, hekiminiz probleminizin niteliğine göre sizi bir fizik tedavi uzmanı, nörolog veya romatolog gibi diğer uzmanlara yönlendirerek multidisipliner bir tedavi süreci başlatabilir.
Çene eklemi için fizik tedavi, sadece egzersizden çok daha kapsamlı bir yaklaşımdır. Bir seans genellikle birkaç farklı bileşenden oluşur. Fizyoterapistiniz, eklem hareketliliğini artırmak ve kaslardaki gerginliği azaltmak için “manuel terapi” adı verilen elle uygulanan mobilizasyon ve masaj teknikleri kullanabilir. Ağrınızı kontrol altına almak için TENS (elektriksel sinir uyarımı), terapötik ultrason, lazer veya sıcak/soğuk paketler gibi “fiziksel modalitelerden” faydalanabilir. Son olarak, size özel olarak tasarlanmış, evde düzenli olarak yapmanız gereken çene, boyun ve duruş düzeltme egzersizlerini öğretecektir. Tedavi, bu pasif ve aktif yöntemlerin bir kombinasyonudur.
Masseter botoksu, çene sıkma ve buna bağlı ağrıların tedavisinde oldukça etkili bir yöntem olmasına rağmen kalıcı bir çözüm değildir. Botulinum toksininin kas üzerindeki etkisi geçicidir ve genellikle 4 ila 6 ay kadar sürer. Bu sürenin sonunda kas aktivitesi yavaş yavaş geri döneceği için semptomların tekrar başlamaması adına tedavinin düzenli aralıklarla tekrarlanması gerekir. Ancak iyi haber şu ki, düzenli uygulamalarla masseter kası zamanla zayıflayabilir ve gücünü bir miktar kaybedebilir. Bu durum, tedavi seansları arasındaki sürenin uzamasına veya daha düşük dozlarla etkinin sürdürülmesine olanak tanıyabilir.
Gece plağını ilk kullanmaya başladığınızda, özellikle ilk birkaç gün, ağzınızda bir yabancılık hissi veya kaslarda hafif bir rahatsızlık olması normal bir alışma sürecinin parçası olabilir. Ancak ağrınızın belirgin bir şekilde artması veya birkaç günden uzun sürmesi normal değildir. Bu durum, plağın kapanışınıza tam uyum sağlamadığına, yüksek bir noktasının olduğuna veya sizin durumunuz için doğru splint tipinin seçilmemiş olabileceğine işaret edebilir. Kesinlikle plağı kullanmaya devam etmemeli ve durumu değerlendirip gerekli ayarlamaları yapması için en kısa sürede diş hekiminize başvurmalısınız.
Çene fonksiyonel problerini estetik ve plastik cerrahi ilgilenir. Ameliyat edilecek sorunları plastik cerrahi teşhis ve tedavi eder. Çene eklem ağrısı için hangi estetik cerrahlara başvurmanız gerekiyor. Bu alandan çene cerrahi ile ilgilenen estetik cerrahları bulmanız gerekiyor.
Son Güncelleme : 23.10.2025